Her yıl gerçekleşen 4 haftalık tatilin yarısındayız sayılır. Aslında tatildeki bütün gelişmeleri yarış haftası yazıp yarış öncesi bir analizle birleştirmek istiyordum ama bu günlerde çok fazla üzerine konuşulacak malzeme çıkmaya başladı. Yükümü hafifletmek adına Macaristan GP den bu yana bahsetmediğim gelişmelerden bahsetmek istedim...
Şüphesiz Macaristan GP den bu yana en büyük gelişme Michael Schumacher'in formula 1 e geri dönmesi oldu. Schumi menajerinin kendisi adına yaptığı açıklamalardan farklı olarak karar değiştirerek takıma olan saygısından ve kendini borçlu hissettiğinden dolayı Massa iyileşene kadar yerine geçmeyi kabul etti. İşin garip tarafı ise massanın kazasından önce bile Ferrari için kötü giden sezonu canlandırmak adına takımdaki bazı yöneticilerin schumiyi geri getirmek için planlar yaptığı öğrenilidi... Sezonda bir garipliktir gidiyo hiç şüphesiz...
Tabi bütün iş schumi'nin kabul etmesiyle bitmedi. Şampiyonun 2008'de F1 aracıyla son defa tur atmasından itibaren araçlar çok evrimleşti, daha da kötüsü schuminin bu değişiklikleri Avrupa GP nin antrenman turları başlayana kadar tecrübe etmesinin imkanı olmayacak. Sebebi ise takımlara sezon içinde getirilen test yasağı. Ferrari yönetimi schumi'nin kabul etmesinin ardından yandaş takımlarından da yardım isteyerek Schumiye test hakkı verilmesini istedi, fakat ne yandaş takımlardan destek, ne de yönetimden izin çıktı. Bu iznin verilmemesi de bence çok doğru bir karar çünkü Macaristan GP'de Torro Rosso'da Sebastien Bourdais yerine ilk kez Formula 1 koltuğuna oturan ispanyol Jaime Algeuersuari'ye de izin verilmemişti...
Peki Schumiyi zorlayacak olan değişiklikler neler?
Bana göre 2 tane büyük sorun var KERS ve Ayarlanabilir ön kanat...
KERS (kinetic energy recovery system) : aslında bu sistemin uygulanmaya başlamasından itibaren F1 araçları' da hibrit oldu denebilir. Sistem frenlemede rotorla fren balataları arasındaki sürtünmeden kaynaklı oluşan elektrik enerjisinin takımına göre(Redbull ve ferrari elektrik sistemi, williams mekanik sistemi kullanmakta vs. ) bir pil sistemi ya da mekanik bir volana depolanarak pilot istediğinde vites kutusuna bağlı bir elektrik motoruyla tekrar tekerleklere aktarılmasına dayanıyor. Pilotlar bu sistemi geçişlerde kullanıyorlar ve yaklaşık 6 sn boyunca pistine göre ve yine yaklaşık olarak 60-85hp kadar ekstra güç sağlıyor direksiyon üzerindeki buton a basılmasıyla, ayrıca seyredene heyecan yaratıyor. 6sn de 85hp büyük bir güç patlaması (massa yazısında da belirttiğim gibi aracın motoru 3600sn de 750 hp üretiyor) ve virajlarda kullanılması aracın hızına bakmaksızın arkadan kayma ve spin atmaya yol açabiliyor. Düzlüklerde ise erken kullanılırsa geçilen aracın pilotu bunu fark edip kendi aracındaki sistemi aktifleştirerek arayı tekrar açabiliyor. Schumi'nin bu sistemi kullanabileceği tek yer Ferrari tesislerindeki F1 simülatörü :) ve gerçekten ilk kullanabileceği yer ise Avrupa GP'nin antrenmanlarında test pilotlarıyla ve raikonenle yapabileceği geçiş denemeleri, bu durum da spin riski nedeniyle büyük tehlike yaratabilecekmiş gibi görünüyor...Schumi bu konuda test pilotları ve Raikonenle bolca sohbet etmekte...
Ayarlanabilir ön kanat sistemi ise yarış içerisinde pilotlara ön kanat açısına yine direksiyondan 6 derecelik bir müdehalede bulunabilme imkanı veriyor. Bu sistemi ise pilotların özellikle geç frenleme yaparken ön lastiklerdeki yükü arttırıp fren etkinliğini arttırmalarına, geçiş ve savunma sırasında yine ön lastiklere ekstra yük sağlayıp aracın daha dar çizgilerde dönebilmesine, ayrıca tam gaz geçişler sırasında da ön kanat açısını azaltıp aracın aerodinamik sürükleme miktarını azlatmak amacıyla kullanabiliyorlar. Sonuncu kullanım alanını da start- finish düzlüğündeki geçiş mücadellerinde KERS sistemiyle birlikte kullanıldığını görmek mümkün. Yine Schumi zamanında olmayan bir sistem ve pilotların alışmakta zorlandıklarını belirttikleri bir sistem. Schumi bu sistemle de gerçek anlamda Avrupa GP'sırasında tanışacak...
Görüldüğü gibi iş efsane pilot için hayli zor. Bir de Schumi'yle ilgili ilk yazıda da bahsettiğim Superbike yarışında gerçirdiği kazadan kalma boyun sakatlığı var. F1de boyun pilotun en çok zorlanan eklemi şüphesiz. Bazı pistlerde (istanbul park'ın 8. virajı gibi) pilotların boyunlarına kendi kafa+kask ağırlıklarının 3 katından daha fazla yükler binebiliyor. Ani frenlemelerde bu ivme 5g ye yaklaşıyor, yarış ortalaması olarak da bu ivme hiç bir zaman 2.5 g nin altına düşmüyor. Özellikle bu sezon kullanılmaya başlayan slick lastikler bu ortamayı yukarı çekmiş durumda. Schumi'nin en son yarıştığı F1 aracı F2007 ve slick lastiklerle yaptığı ilk antrenmanlarda "boynumun viraj ve frenlemede biraz ağrıdığını itiraf etmeliyim" dedi ki bu da "Schum'inin dönüşü tehlikede" başlıklı haberlerin kaynağı. Ayrıca bir güvenlik zafiyeti, yarış sırasında oluşacak bir boyun sakatlığı schuminin aracı daha fazla kullanamaması ve bariyerlere doğru gidiyor bile olsa boyun ekleminin kitlenerek aracın yönüne müdehale edememesi anlamına geliyor...vücut ağırlığından 3kg kaybederek forma girmesi ve ağırlık dağılımı ayarlamaları için mekaniklere imkan sunması programına karting'i ekleyerek eğlence katması dışında Schumiyle ilgili şimdilik yazacaklarım bu kadar.
Schumi konusunda yeterince analiz yaptım heralde...Başka bir güncel konu ise BMW nin çekilmesi ardından tutuşan Burny Eccleston'un serinin dağılmasını engellemek amacıyla takımları çağırıp, son derece takımlar yararına!, yeni anlaşmalar imzalaması. En azından 2010'da 1 sezon daha formula 1 seyredebileceğiz. İşin üzücü tarafı Sauber in bu anlaşmadan mahrum kalması oldu.
Bunun dışında bir diğer gelişme US-F1 takımı...Amerikalılar F1'e de el attılar sonunda:)
Tüm çalışanaları özellikle amerikalı olan bir takım. Arkasında çok fazla sponsoru olan pilotları reddedip amerikalı pilotlarla yarışacaklarını belirttiler, pilot arayışlarını da sürdürmekteler. Ayrıca 'singleseater araçlarda yarışan onca yetenekli amerikalı varken hiçbirinin F1 de yer almıyor olmasından gerçekten utanç duyuyoruz' gibi ilginç bir açıklmada bulundular. GP-2de yarışan iki pilota teklif götürdüklerini takım bütçelerinin %75ini de pilotlara vermeye hazır olduklarını belirtseler de benim tahminim bu pilotlardan en az biri amerikanın F1 olan Champcar dan gelecek. Farklı kıtanın takımı olacağı için 'ilk sezonda şampiyonluk ve büyük şeyler beklemiyoruz' deseler de zamanında toyota ve hondanın yaptığı gibi F1'e heyecan getireceklerine inanıyorum. Unutmamak gerek ki amerikalılar doğuştan yarış mühendisidir...
şimdilik yazmak istediklerim bu kadar, zaten çok uzun oldu yazmaktan sıkıldım...Yarış haftası da yine bir ön değerlendirme yazacağım...